MARDİN URFA MASALI

  • Image

MARDİN  & URFA masalı

MARDİN (2)-Urfa (1)

12-15 Ekİm ‘25

( 3 gece- 4 gün )( PAZAR-Çarşamba)

Masal…
Sabahın ilk ışıklarıyla Pegasus’un kanatlarında İstanbul’dan yükseliyoruz. Uçak gökyüzünü süzerken içimizde heyecan, gözlerimizde umut var. Birkaç saat sonra Mardin semalarında yeni bir masalın kapısı aralanıyor. Taşların diliyle konuşan bu şehir, bizi sessizce kucaklıyor. Havalimanında buluşup yola koyulduğumuzda ilk durağımız, yüzyılların dualarını hâlâ gökyüzüne fısıldayan Deyrulzafaran Manastırı oluyor. Binlerce yıllık taş duvarların arasında zaman duruyor, kalplerimiz derinden titreşiyor. Ardından Kasımiye Medresesi’nde taşların gölgesine sığınarak geçmişin huzurunu soluyoruz. Mardin Müzesi’nde binlerce yıllık eserler gözlerimizin önünden geçerken, Müze Sokağı’nın sanat dolu atmosferinde adımlarımız hafifliyor. Gün, şehrin ışıkları altında sona eriyor; otelimize yerleşiyor ve taşların rüyasına kendimizi bırakıyoruz.

Sabah olduğunda güne yeniden tarihin derinliklerinde başlıyoruz. Dara Antik Kenti’ne giden yolda, toprağın altındaki sırlar bizi bekliyor. Yeraltı sarnıçları, taş mezarları ve toprak altına gömülü medeniyetin izleri ruhumuza işliyor. Mardin’e dönüşte Kırklar Kilisesi’nin dingin sessizliğinde nefes alıyor, Ulu Camii’nin sade güzelliğinde şehrin ruhunu dinliyoruz. Öğleden sonra şehrin caddelerinde serbestçe dolaşıyor, taş evlerin gölgesinde alışverişin ve sohbetin tadını çıkarıyoruz. Akşam olduğunda yine otelin huzurlu kucağına dönüyor, taş şehrin rüyalarına bir kez daha konuk oluyoruz.

Ertesi gün bavullarımızla yola düşüyoruz. Midyat’ın dar sokaklarında taş evlerin arasından geçerken, ustaların ellerinde hayat bulan gümüşler göz kamaştırıyor. Mor Gabriel Manastırı’na vardığımızda göğe yükselen duaların gücü içimizi sarıyor. Öğle sonrası insanlığın en kadim sırrına doğru yol alıyoruz: Göbeklitepe. On bir bin yıl öncesinin gizemli taşları arasında adeta zaman eriyor, ilk tapınağın sessizliğiyle içimizde derin bir hayranlık uyanıyor. Akşamüstü Balıklıgöl’ün kutsal sularına ulaştığımızda efsaneler şehri Urfa bizi kucaklıyor. Dileyenler için sıra gecesinin türküleri ve kahkahaları geceyi neşeyle dolduruyor, anılarımıza unutulmaz bir renk katıyor.

Son gün sabahın erken saatlerinde Harran’a doğru yol alıyoruz. Ufukta konik evler beliriyor; her biri sanki bir masal kahramanının yuvası gibi. Burası kadim bilgelik ve inancın beşiği. Öğle sonrasında Haleplibahçe Mozaik Müzesi’nde Amazon kraliçelerinin göz kamaştırıcı mozaikleriyle büyüleniyoruz. Ardından Urfa Arkeoloji Müzesi’nde dünyanın en eski heykeliyle göz göze geliyoruz; taşın hafızası bize binlerce yıl öncesinden bakıyor. Günün sonunda Gümrük Hanı’nda çaylarımızı yudumlarken bu yolculuğun son sayfalarını yazıyoruz. Akşamüstü uçağa biniyoruz; AJet’in kanatları bizi İstanbul’a taşırken içimizde tek bir his var: Masal sona erdi ama bu yolculuk kalplerimizde sonsuza dek yaşamaya devam edecek.

Masalın Bedeli
Bu yolculuk, en az 10 gezginle başlıyor.Mercedes Sprinter aracımızla Mardin’den Midyat’a, Dara’dan Göbeklitepe’ye, Harran’dan Urfa’ya uzanan yolları birlikte aşıyoruz.iki gece Mardin’de taşların arasında Raymar Otel’vb de, bir gece Urfa’da Hilton’vb nin konforunda konaklıyoruz. Sabah kahvaltıları ve Mardin de akşam yemekleriyle sofralarımız bereketleniyor.Profesyonel rehberlik, acenta güvencesi, sigorta ve vergiler dahil, her şey bu masalın içinde yerini alıyor.

 Paket Tur Bedeli :DBL / TRP odada kişi başı: 22.500 TL (Tek yolculuk farkı (SNG): + 8.000 TL)
Uçuşlar :Gidiş.İstanbul–Mardin (Pegasus, 12 Ekim 06:05 Sabiha Dönüş:Urfa–İstanbul (AJet, 15 Ekim 18:35 Urfa Havalimanı)

Gezimiz Mardin HL başlar;Şanlıurfa HL da sona erer. 

Kayıt için Sognotour -Meltem Kuraloğlu 0532 411 0 291



Mail Order ön rezervasyon
GEZİMİZİN DETAYLARI

Gezimizin detayları, Güncel tur tarihleri ve fiyatları için 0532 411 02 91 ve bedriyemeltem@gmail.com'dan bize ulaşın.